Issue Information Issue Information
pp. i - vi Abstract Keywords: | |
Original Articles Mizah ve Yapay Zekâ
Nebi Özdemir pp. 1 - 29 Abstract Bu makalede, yaratıcı etkileşimin yaşamın ve kültürün esasını oluşturduğu gerçeğinden hareketle mizah ve teknoloji ilişkisi yapay zekâ örneğinde incelenmektedir. Bu yayının girişinde öncelikle kültür ve teknoloji ilişkisi açıklanmış daha sonra mizah kültürü ile teknoloji arasındaki etkileşim değerlendirilmiştir. Bu kapsamda mizahın teknolojileşmesi, mizah teknolojisi, teknolojik mizah vb. kavramlar ve olgular ele alınmıştır. Bu bölümde teknolojik gelişmelerin yeni geleneklere kaynaklık ederek mizah kültürünün oluşturulmasındaki yaratıcı etkileri analiz edilmiştir. Yapay zekâ gibi akıllı teknolojiler ile mizah etkileşimi ise bu çalışmanın ana çözümleme konusunu oluşturmuştur. Bu bölümünde öncelikle yapay zekâ açısından mizahın işlevi, uygulama örnekleri ve yapay zekâ mizahı veya akıllı teknolojik mizah konuları ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Mizah kültürü üzerinde yapay zekanın değiştirici ve dönüştürücü etkileri ise makalenin ikinci alt bölümünde çözümlenmiştir. Bu çalışmada özellikle doğal (insani) ve yapay zekâ mizahı karşılaştırmaları, akıllı teknolojik mizah konusunda insanların ve yapay zekanın değerlendirmeleri, yapay zekâ araştırmalarında mizahın işlevi ve gelişme durumu, mizahçılar açısından sanal, dijital ve akıllı teknolojilerin değiştirici ve dönüştürücü etkileri analiz edilmiştir. Keywords: Mizah, yapay zeka, mizah ve yapay zeka etkileşimi, mizah kültürü, Teknoloji ve kültür ilişkisi | |
Original Articles Nuri Abaç’ın Resimlerinde Yer Verdiği Bitki İmgesinin Çağdaş Türk Sanatına Yansımaları
Buket Abay pp. 30 - 42 Abstract Öz Bu çalışma, Nuri Abaç'ın resim sanatında bitki imgelerinin sembolik anlamlarını ve çağdaş Türk sanatındaki etkilerini incelemektedir. Türk resim tarihinde mimar ve ressam kimliğiyle önemli bir yere sahip olan Abaç, eserlerinde sembolist anlatımların yanı sıra mitolojik ögeleri ve doğa temalarını ustalıkla işlemiştir. Özellikle 1960-70 yılları arasında kahverengi tonların hâkim olduğu Anadolu’nun kırsal yaşantısından sahneleri ve mitolojik ögeleri bir arada işlediği eserler üretmiştir. 70 sonrası dönemde ise Karagöz ve Gemiler gibi geleneksel temalara yönelmiştir. Sanatçının eserlerinde bitki imgeleri, estetik bir değer taşımanın ötesinde, kültürel ve sembolik anlamlar içermektedir. Bitkiler, Türk kültürünün doğayla olan güçlü bağını, yaşamın döngüsünü ve doğanın yenilenme gücünü simgeler. Abaç, geleneksel motifleri ve sembolleri modern bir bağlamda yorumlayarak özgün bir sanatsal ifade biçimi yaratmıştır. Renk paletinde yeşil ve toprak tonlarının yanı sıra sıcak renkleri de kullanmıştır. Bu çalışma, Abaç’ın eserlerindeki renk, biçim ve kompozisyon analizlerine yer vererek, sanatçının geleneksel Türk motiflerini çağdaş bir anlayışla nasıl yeniden yorumladığını ve bu eserlerin modern Türk sanatına katkılarını değerlendirmektedir. Abaç’ın eserlerinde figürlerin ve bitkilerin uyumlu birlikteliği, sosyal birliktelik ve kültürel mirasın sanattaki yansımalarını gözler önüne sermektedir. Ayrıca, bu sembolik bitki imgelerinin Abaç’ın sanatında derin anlamları içerdiği ve Türk resim sanatının modernleşme sürecindeki rolünü pekiştirdiği vurgulamaktadır. Sanatçının, doğal unsurları ve mitolojik öğeleri bir arada kullanarak, Maddi kültürün çağdaş sanat içinde yeniden yorumladığı ve bu yolla modernleşme sürecine özgün bir katkı sunduğu sonucuna varılmaktadır. Keywords: Nuri Abaç, Bitki İmgesi, Resim Sanatı, Çağdaş Türk Resmi, Türk Sanatında Sembolizm | |
Original Articles Yaşayan Kültürel Miras Bağlamında Kentsel Alanda Geleneksel Değerleri Korumak: Balat Sokak Sanatı ve Grafiti İncelemesi
Burcu Aksu pp. 43 - 65 Abstract Tarihsel süreç içerisinde kentsel mekânlar, bulunduğu dönemin politik, sosyo-ekonomik ve kültürel anlayışına göre dönüşüm geçirmektedir. İstanbul, yalnızca bulunduğu coğrafi konum ve ticari faaliyetlerin yoğun bir şekilde yaşandığı bölge olması dolayısıyla küresel ve dünya kenti değil; aynı zamanda kültürel ve etnik açıdan da oldukça zengin bir konumda bulunduğundan farklı dine, dile, kültüre sahip olan insanların bir arada varlığını devam ettirmesi açısından da kültürel düzeyde küresel bir kent konumundadır. Bu çalışmada, İstanbul’un önemli tarihi semtlerinden biri olan Balat’ta geleneksel değerlerin korunması ve sürdürülebilirliği açısından yaşayan kültürel miras unsurlarının fiziksel mekândan sanal mekâna taşınma süreci ele alınmıştır. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi’ne 2006 yılında taraf olan Türkiye’nin günümüze kadar kaydettirmiş olduğu unsurların Balat semtinde kentsel alandaki yansımaları incelenmiştir. Bu bağlamda, çalışma, Henri Lefebvre’in mekânın toplumsal üretimi ve üçlü mekân görüşü (mekânsal pratik, mekân temsilleri ve temsil mekânları) teorik çerçevesinde şekillendirilmiştir. Dünyada 1960’lı yıllardan itibaren başlayan, Türkiye’de ise 1980’li yıllarla birlikte etkisini gösteren sokak sanatı ve grafiti çalışmaları Balat semtinde örnek olarak incelenmiştir. Çalışmada, geleneksel kültürel unsurların korunmasında ve sürdürülmesinde sokak sanatı bağlamında dijitalleşme sürecinin önemi ve etkileri değerlendirilmiştir. Çalışmada ilk olarak yaşayan kültürel miras kavramı açıklanmış, ardından Henri Lefebvre’in kentsel mekân üzerindeki tanımlamalarından yola çıkarak sokak sanatı ve grafiti çalışmaları yaşayan kültürel miras bağlamında irdelenmiştir. Daha sonra, sokak sanatı çalışmalarının fiziksel ve sanal mekânda geleneksel değerlerin korunması ve sürdürülmesindeki rolü ele alınmıştır. Son olarak, Balat semtindeki sokak sanatı ve grafiti çalışmaları ile bu çalışmaların yeni medyadaki yansımaları, nitel içerik analizi yöntemiyle eleştirel bir yaklaşımla incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, Balat'taki sokak sanatı ve grafiti uygulamalarının, geleneksel kültürel mirasın hem fiziksel mekânda yeniden canlanmasına hem de dijital platformlar aracılığıyla tanıtımına önemli katkılar sağladığı ve bu alanda dijitalleşmenin dönüştürücü potansiyelini ortaya koyduğu tespit edilmiştir. Keywords: Yaşayan Kültürel Miras, Sokak Sanatı, Geleneksel Değerler, Balat, Dijitalleşme. | |
Original Articles Konya Kent Belleğinde Saklı Bir Filozof: Eflatun (=Platon)
Yıldız Işık pp. 66 - 96 Abstract Batı dillerinde Platon, Müslüman ülkelerde ise Eflatun adıyla bilinen filozof, MÖ 427-347 yılları arasında yaşamış, Atina’da doğmuş ve orada ölmüştür. Türkiye Selçuklu döneminde başkent yapılan Konya’da kendisine atfedilen kutsallıkla Eflatun söylenceye dönüştürülerek “kentin kurucusu” yapılmış, Konya’da adına mezar oluşturulmuş; bir heykele, kiliseye, mescide, mahalleye ve manastıra adı verilmiş, en sonunda ise Konya-Beyşehir’de Hitit kabartmalarıyla bezeli bir anıtın Eflâtun Pınarı adıyla ünlenmesi sağlanmıştır. Alanyazın taramasına dayalı betimsel çalışmanın amacı, Türkiye Selçuklu döneminde Konya’daki bazı kentsel mekanların filozofla özdeşleştirilerek Eflatun Heykeli, Eflatun Mezarı, Eflatun Kilisesi, Eflatun Mescidi, Eflatun Mahallesi, Eflatun Manastırı ve Eflatun Pınarı adının verilişini, işlevlerini serimlemektir. Makalenin ulaştığı sonuç, Eflatun adının İslam dünyasında ilmin ve düşüncenin hemen her dalında, tasavvufi yaşantının çeşitli aşamalarında hatta bir renk için simge olarak günlük yaşamda sıklıkla söylenen bir ad olduğundan hareketle, Platon’un yüzyıllarca İslami kaynaklarda söylencelik düzlemde ele alınması sebebiyle “İlahi Eflatun” adlandırmasıyla filozofa gösterilen bir saygının parçası olarak Konya kent belleğinde saklandığı gösterilmektedir. Keywords: Söylence, kent belleği, Selçuklu, Konya, Eflatun | |
Original Articles Giresun Kırsal Kültüründe Mısır
Yeter Kübra Çelebi pp. 97 - 118 Abstract Halkbilimi halkın temel yapı taşlarını, töre ve geleneklerini, davranışların, becerilerini, sevgi ve beğenilerini, kimi zaman içinde yaşayarak, kimi zaman da gözlemleyerek inceleyip araştırır. Halkın yeme-içme kültürü, ticari faaliyetleri ve geleneksel ürünleri halkbiliminin incelemeleri arasındadır. Bu çalışmanın içeriğini teşkil eden geleneksel beslenme kültürü kapsamında ele alacağımız Giresun ili beslenme kültüründe büyük önem teşkil eden mısır ve mısır ürünleridir. Mısır, Giresun’da halk beslenme kültüründe, ekonomisinde ve sosyal hayatında önemli bir yere sahiptir. Mısır, Giresun’un ana geçim maddesi olmuş halkın mutfağına ve kültürüne yansımıştır. Mısır ekimi, hasatı ve öğütülmesine kadar geçen süreçte bir dayanışma ve topluluk işidir. Çalışma bölgesinde fındıktan sonra en çok ekimi yapılan köylere kurutulması için fırın, öğütülmesi için değirmenler yapılan hasatı için imeciler toplanılan üzerine türküler, şiirler, maniler söylenen bir tarım ürünüdür. Bu da yöre halkı için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Yörenin En önemli tarın ürünü olan fındık hasatında gördüğümüz imeci kültürü ve bu imeciler için söylenen türküler, oyunlar, atışmalar mısır hasatında da karşımıza çıkar. Yörede fındıktan sonra en çok tarımı yapılan ve bu tarım için ormandan tarla açıp bahçe tarımına geçişin ilk ürünlerindendir. Çalışmada Giresun kırsalında mısır tarımının halk kültürüne yansımaları incelenmiştir. Bu amaçla nitel araştırma yönteminin benimsendiği çalışmada, Giresun kırsalında yaşayan 7 kadınla yüz yüze görüşülmüştür. Giresun’da mısırın fındık hasatında olduğu gibi imeci usulü ile ekimi ve hasatı yapıldığı, bu hasat sırasında söylenen türküler ve şiirlerin benzerlik gösterdiği görülmektedir. Mısır, yörenin beslenme kültüründe önemli bir yere sahiptir ve birçok yemeğin temel malzemesidir. Günümüzde mısır tarımı için ayrılan araziler yerini giderek fındığa bırakmış ve mısır tarımı azalmıştır. Keywords: Mısır, Halk Kültürü, Besleme Kültürü, İmece, Giresun |